Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi

Kapadokya’nın her bir yerinden fışkıran tarih burada başta Müzeler Müdürlüğüne bağlı olmak üzere yerel ve özel olarak açılan ören yerleri ile kendisini göstermektedir. Bölgede görebileceğiniz eserler tarihi değere sahipken aynı zamanda bölgenin güncel kültürünü de yansıtmaktadır. Bu çerçevede Mustafapaşa Kasabası’nın ev sahipliğini yaptığı Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, aynı zamanda “Güzel Atlar Ülkesi”nin Bebek Müzesi konumundadır. Günlük Kapadokya turları ile bölgeyi gezebileceğiniz gibi balon turu, ATV turu, at turu ve Jeep Safari gibi hizmetlerle Kapadokya’yı ve peri bacalarını görme olanağınız vardır. Ayrıca, müzelerle şahit olduğunuz Kapadokya kültürü deneyiminizi Türk Gecesi etkinliği ile daha da yükseğe taşımanız da mümkün.

Aksaray’ın Ihlara Vadisi’nden başlayan Kapadokya, Soğanlı Vadisi’ne kadar çok geniş bir coğrafya ile anılmaktadır. Bu anlamda birçok bölgenin kendisine has kültürel yapısı ve tarihi dokusu ile doğal güzellikleri bulunmaktadır. Bu yapılara bir örnek Mustafapaşa Kasabası’nda bulunan, Kültür Bakanlığı’na bağlı olmasına karşın özel bir müze olan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’dir.
Mustafapaşa küçük bir yer olmasına rağmen yapılarındaki tadilat ve restorasyonların yeni başladığı bir yerdir. Bu anlamda enkaz haline gelen yerleri görmek mümkündür. Geçmişte Sinasos olarak bilinen bu yerde bölgeye uygun peri bacaları ve yer altı şehirleri ile mağaralar bulunmaktadır. Yani bölgenin doğal güzelliklerini ve kültür mirasını burası da yeteri kadar yansıtmaktadır. Tarihi eserlere ve eski ürünler ile bunların tarihi sizlerde pozitif etkiler ediyor olabilir. Böylelikle doğal olarak bölgede yapacağınız gezi için Kapadokya müze listesine önem vermeniz gerekmektedir.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi

Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi

Kapadokya Bebek Müzesi

Nevşehir Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi Mustafapaşa Kasabası’nda bulunmaktadır. Ürgüp’e idari yapı olarak bağlı olan yerde henüz restorasyondan geçmeyen birçok tarihi yapı bulunmaktadır. Burada bulunan 170 yıllık yapıda bulunan konakta açılan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi özel müzedir. Aynı zamanda Bebek Müzesi olarak bilinmektedir. Kurucusu Sibel Radiye Kül çocukluğundan itibaren kitreden bebekler yaptığını belirtmektedir. Nitekim herkesin dikkatini çeken bebekler için koleksiyon oluşturmasının ardından önemli bir birikime sahip olmuştur. Zamanla el işçiliği ile yapılan bebeklerde tematik yapıma başlaması bölgede adeta bebek cenneti yaratmıştır.

Kitre bölgede yetişmekte olan yabani bir bitkidir. Özellikle Anadolu’da kırsal kesimlerde bulunan bitkinin öz suyu hava ile karışmasıyla katılaşmaktadır. Bu sıvının yapışma oranı ise hiç yok diyebilecek kadar azdır. Kitrenin öz sıvısı beyaz ve krem renginde olmakla beraber şerit halindeki bir zamk çeşidi olarak nitelenebilmektedir.

Sibel Radiye Kül’ün öncülüğünde bölgede oluşturulan Kapadokya Sanat ve tarih Müzesi’nin Bebek Müzesi ismiyle anılmasının nedeni merak edilmektedir. Bunun nedeni burada 3 binden fazla el yapımı bebek bulunmasıdır. Bununla birlikte ulusal sınırları aşan ünü ile Dünya’da yapılan el yapımı bebekler buraya hediye olarak gelmektedir. Böylelikle dünyanın dört bir yanından gelen bebekler burada sergilenme imkânı bulmaktadır.

Özellikle kitreden yapılan bebekler ile buranın kültürünü gördüğünüz bir müzeden bahsetmek yanlış olacaktır. Zira dünyanın çeşitli yerlerinden gelen el işçiliği bebeklerin sergilenmesi açısından da önem taşımaktadır. El işçiliğinin Türkiye’de sergileniyor olması ayrı bir gurur kaynağı olmaktadır.

Kültürümüz açısından Türkiye tarihinde önemli yerler edinen Yunus Emre, Mevlana, Aşık Veysel, Nasreddin Hoca, Hacı Bektaşi Veli, Dede Korkut, Köroğlu gibi karakterler burada yerini almıştır. Özellikle tarihte yer alan kişilerin dekorlu şekliyle anlatılması nedeniyle burası görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. Bununla birlikte Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’nde Osmanlı padişahlarının, sarayda yaşayanların ve esnafların resmedildiği görülmektedir. Nitekim tarihimiz açısından önem taşıyan şerbetçiler, bezirganlar, oyuncakçılar burada özlemli görüntülere neden olmaktadır. Bu durum ayrıca yabancı misafirlere kültürümüzü yansıtmak açısından önem taşımaktadır.

Tarihi Binada Otel ve Müze Bir Arada Bulunuyor

Mustafapaşa Kasabası’nda bulunan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi aynı binasında farklı hizmetler verilmektedir. Özellikle bölgenin dokusuna uygun olarak binanın bir kısmı butik otel olarak kullanılmakta aynı zamanda kafe bulunmaktadır. Kapadokya Müze Otel fiyat araştırması burada konaklayabilmek için yapılmaktadır. Müzeyi gezenler bebekler arasında kahvesini yudumlarken aynı zamanda aç olanlar bölgeye uygun tatlar ile karnını doyurabilmektedir. Dileyenler terasında muhteşem manzarasına sahip burada yörenin tatlarından oluşan kahvaltılar ile güne enerji dolu başlayabilir.
Müze aynı zamanda Türkiye’nin ilk el yapımı bebek müzesi unvanına sahiptir. Bina aslına uygun bir şekilde restore edilmiş ve tarihi dokusuna dokunulmamıştır. İçinde kemer odaları duvar resimleri ile süslenmiştir. Bu süslemeler dönemin önemli ressamları arasında bulunan Kostas Meletiyadis tarafından resmedilmiştir. İçeriden yıldızları görebilmek adına yan yana üç pencere yapılmıştır. Bu pencereler ahşap sedirler ile süslenmiştir. Aynı zamanda taş işçilikleri ve ahşap işçiliklerindeki emek ve oymalar dikkatleri çekmektedir.

Tarihindeki Medeniyetlerden İzler Bulunuyor

Kapadokya’nın günümüze kadar geçirdiği medeniyetlerin izini taşıyan bir yerdir. Nitekim burada görülen medeniyetler bir öncekinin izlerini taşımış, bu izleri daha çok geliştirmiştir. Böylelikle günümüze kadar gelen onlarca medeniyetin ortak izleri bölgenin tarihinde önemli yer tutmaktadır. Zamanında Hititlerden başlayan süreç, Persliler, Romalılar, Bizanslılar, Frigliler, Selçuklular ve sonrasında Osmanlılar buranın mimarisine imza atmıştır.
Kapadokya ve çevresine gitmeniz için birçok neden bulabilirsiniz. Bunların başında peri bacaları gelmektedir. Öyle ki Kapadokya ile özdeşleşen bu yapılar bölgeye ayrı bir atmosfer katmasına rağmen buradaki doğal ve tarihi doku sadece bunlarla geçerli değildir. Peri bacalarının ve kayalıkların iç yüzü medeniyetlerden bizlere miras kalan tarihi kültürel yapıları oluşturmaktadır. Bölgedeki kayalıklar ile peri bacaları tüflerden oluşmuştur ve insanoğlu bu tüflerin kolay oyulduğunu keşfetmiştir.
Tüfler hava ile temas etmesiyle sertleşen bir tabakadır. Bunların meydana gelmesinde ise bölgenin volkanik yanardağlarının püskürttüğü lavlar ve küller önemli rol oynamıştır. Lavlar bölgede yaklaşık 150 metre yüksekliğinde tabaka oluşturmuş, tabakanın zayıf yerleri yağmur ve sel suları ile aşınması ile Peri Bacalarını meydana getirmiştir. Bu aşamada vadiler oluşmuş ve kenarlarındaki kayalıklar oyularak insanların yaşam alanı haline getirilmiştir.
Peri bacalarının meydana gelmesi milyonlarca yılı kapsayan uzun bir süreç sonrası olmuştur. Bu anlamda Kapadokya’nın oluşumunda tarihçiler 6 aşamadan bahsetmektedir. Dördüncü aşamaya kadar oluşan peri bacaları ve diğer yapılar 5 ve 6. Aşamada yok olma sürecine girer. Sonrasında ise yeniden oluşumlar başlamaktadır. Bu sayede daha önce görmüş olduğunuz alanları ilerleyen süreçlerde görememe tehlikesi bulunmaktadır. Bu sebeple bölgenin korunması açısından dikkat edilmesi gerekmektedir.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi

Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi

Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi Nerededir?

Mustafapaşa’da kurulan müze bir nevi Kapadokya’nın başarısını yansıtmaktadır. İdari olarak Ürgüp İlçesi’ne bağlı olan Kapadokya Mustafapaşa Kasabası buraya yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Buraya toplu taşıma araçları gelmektedir. İsteyenler Nevşehir il merkezinden ve Ürgüp’ten bu araçlar ile buraya gelebilmektedir. Özel araçlarınız ile müzeyi gezmek istiyorsanız Nevşehir Avanos karayolu ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Buraya uzaklığı yaklaşık 13 kilometredir ve 15 dakikalık zaman dilimi ile varılabilmektedir. Avanos’tan gelecekler ise 10 kilometrelik yol sonunda müzeyi gezme imkanına sahip olmaktadır. Böylelikle Nevşehir Kapadokya Havaalanı’na uzaklığı ise yaklaşık 30 kilometredir. Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’ni gezmenin en kolay ve keyifli yolu ise günlük Kapadokya turlarıdır.
Eskiden Sinasos olarak bilinen müzenin bulunduğu yerde 600 Rum ve 150 kişiye yakın Türkler bir arada yaşamaktaydı. Burada açılmış olan bu müze geçmişteki medeniyetlerin yanı sıra günümüzden eserler ile izler bulunmaktadır. Bununla birlikte burada yaklaşık 30 kilise ile şapel bulunmaktadır.

Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi Giriş Ücreti

Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olmamasına rağmen alınan izinler ile Mustafapaşa Kasabası’nda kurulan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi giriş ücretleri 40 Lira olarak belirlenmiştir. Burada Müzeler Müdürlüğü’ne bağlı olmaması nedeniyle ziyaretlerde Kapadokya Müze Kart geçerli değildir. Burayı gezenler ayrıca kütüphane, konferans salonu ile belgesel izleme alanları, çocuk oyun atölyelerin görme imkanına sahip olmaktadır.
Yedi farklı bölümden oluşan müze toplamda 500 metrekarelik bir sergi alanına sahiptir. Dünya’da eşine rastlayamayacağınız bu müzenin değerini bilen yerli ve yabancı ziyaretçiler ayrıca el işlemeciliği bebek hediyesinde bulunarak katkı yapmaya çalışmaktadır. Böylelikle ün yapmasının ardından Müze Konsepti Otel Kapadokya arayışları başlamıştır.
Müzenin kapısından girmeniz ile büyüsüne kapılacağınız konaktaki atmosfer sizi etkisi altına almaktadır. Nitekim binlerce bebek için verilen emek ve hikayeleri sizleri cezp etmektedir. Müze sahibi gelen ziyaretçileri hoş sohbeti ile karşılamaktadır. Bununla birlikte ziyaretçilere derin bilgiler sunarken çocuklar için öğretici deneyimler yaşatmaktadır. Burada bulunan bebeklerin her birinin yapılışında ayrı bir hikaye, ayrı bir sevinç ve ayrı bir hüznü bulabilirsiniz.

Bebek Müzesinde Müze Kart Geçerli mi?

Müze Kart Kapadokya açısından önemli bir araçtır. Nedeni buradaki en önemli yerlere bu kartla ücretsiz girilebiliyor olmasıdır. Aynı zamanda her müze önünde bilet almak için sıra beklemek ve cebinizden fazla bütçe ayırmamak adına almanız gereken karttır. Nevşehir ve çevresindeki bir çok müze bu sayede ücretsiz gezilebilmektedir. Yerli ve yabancı turistlerin alabildiği için avantajlı olduğundan bahsetmek doğru olacaktır. Bu sebeple kart sahibi olan Kişiler Müze Kart Kapadokya da nerelerde geçerli sorusunu sormaktadır. Özel müzeler ile yerel beledilere ait müzeler dışında geçerli olan kart aynı zamanda Göreme Açık Hava Müzesindeki Karanlık Kilise’de geçmemektedir. Bunun sebebi ise kilise içindeki fresklerin korunması amacını taşımasıdır.
Avantajları ile Kapadokya Müze Kart nereden alınır soruları sorulmaktadır. Burada bulunan Göreme Ören Yeri başta olmak üzere Derinkuyu Yer altı Şehri, Karanlık Kilise, Kaymaklı Yer altı Şehri, Ihlara Vadisi, Özkonak Yeraltı Şehri ve DÖSİMM Müze Kart ofisinden alınabilmektedir. Kapadokya Müze Kart güncel ücreti ise 320 Liradır. Kartın alınmasında gerekli duyulan tek husus ise kimlikler olmaktadır.

Müze Binası Hakkında Kısa Bilgi

Binanın üst katında bulunan baş odası duvar resminde bir yazıt bulunmaktadır. Bu yazıtın tarihi 1860 olarak bilinmektedir. Bu tarihten önce inşa edildiği düşünülen konağın sahibi mübadele öncesi Lazaros Maymunoğlu olarak bilinmektedir. Daha önce ev olarak kullanılmasına rağmen günümüzde hem müze hem butik otel hizmeti vermektedir. Binanın restoresinde orijinal yapısı korunmaya çalışılmıştır. Özellikle içeride bulunan duvar resimleri, ince taş işlemeciliği, dolapları, sedirleri ve tandırında mimari açıdan yapılan süslemeler dikkatleri çekmektedir.
Aynı zamanda içerisinde kafe bulunan bina iki katlıdır. Kırma çatı ile çok gen planlı olarak inşa edilmiştir. Binaya güney doğudan açılan sivri kemerleri ve derin bir niş ile girilmektedir. Burada sizi koridor karşılar. Sonrasında ise kuzey batı yönündeki üzeri açık avluya çıkılmaktadır. Avludan üst kata çıkabileceğiniz merdiven bulunmakta, üst kaktaki balkon ile iki tarafından pencereler ahşap çerçeve ile yerleştirilmiştir.
Binanın inşasında yığma taş malzemeler kullanılmıştır. Bir çok yerinde ahşap kendisini gösterir ve kapılar, tavan ile pencereler ahşaptan yapılmıştır. Baş oda olarak adlandırılan yerinde niş içinde sepette çiçek resmi bulunmaktadır. Resmin altında sağ tarafta ise yapımcısı Kostik Meletiades’in 1860 yılında resmettiği yazmaktadır. Bu durum aynı zamanda binanın çok daha önce yapıldığını göstermektedir. Hatta konaktaki tarihi bir defte Osmanlı Türkçesi ile yazılan “Lazaros Oğlu Vasil” yazmaktadır. Bu yazıt ise 1820 yılını işaret eder. Zamanın ünlü ressamı olan Meletiades’in bölgedeki birçok tarihi yapı, kilise ve şapelde resmettiği sahneler bulunmaktadır.
Leave A Comment