Kapadokya Freskleri

Kapadokya doğal ve tarihi yapılarıyla turistlerin ortak buluşma noktası haline gelmiştir. Günümüzde dünyanın pek çok farklı noktasından turistlerin ortak buluşma noktası haline gelen Kapadokya oldukça ilginç yapılara ev sahipliği yapmaktadır. Kapadokya’da son yapılan arkeolojik kazı ve sayımlar neticesinde 200’den fazla vadi, kilise, yeraltı şehri, köy ve kervansaraylar keşfedilmiştir. Özellikle Kapadokya ve civarında bulunan tüm bu kiliselere baktığımızda gerek Anadolu gerekse Hristiyan coğrafyasının türlü özelliklerinden esinlenmiştir. Aynı zamanda Kapadokya ve civarında yapılan kiliselerin fresklerinde özellikle Meryem Ana ve Hz. İsa’yı sembolize eden motifler göze çarpmaktadır. Aynı zamanda Kapadokya’da bulunan Damaltı Kilisesi’nin freskleri bize ilk Hristiyanların Kapadokya’da yaşadıklarını belirtmektedir. Kapadokya ve civarında bulunan kiliselerin birbirinden farklı anlamlara sahip olan Kapadokya freskleri hakkında çalışmalar devam etmektedir. Aynı zamanda Kapadokya freskleri hummalı arkeolojik çalışmalar neticesinde Anadolu ve Hristiyan tarihine ışık tutmaktadır.

Kapadokya ziyaretinizde günlük turlar aracılığıyla Kapadokya kiliselerini ve fresklerini yakından görme fırsatınız vardır. Ayrıca, at turu, deve turu gibi faaliyetlerle de vadileri ve kiliseleri gezmeniz mümkündür. Kapadokya Hasan Dağı’nın ve Erciyes Dağı’nın püskürtmüş olduğu lav parçacıklarının 50 milyon yıl içerisinde aşınarak oluşmuştur. İnsanlık tarihinden de eski olan Kapadokya’nın tarihini yine arkeolojik çalışmalar neticesinde anlamaktayız. Kapadokya ve civarında birçok arkeolojik çalışmalar gerçekleşmektedir. Bu arkeolojik çalışmalar neticesinde Kapadokya’da bulunan tarihi eserler gün yüzüne çıkmıştır.

Nevşehir Kapadokya bölgesini tarih boyunca en sık kullanan devlet Bizanslılar olmuştur. Hristiyanlığı kabul eden Bizanslılar aynı dönemde Kapadokya’ya onlarca farklı kilise açmıştır. Bu kiliseler sonuç itibariyle yerel Hristiyan halkın ibadet ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Aynı zamanda Bizans döneminde Kapadokya ve civarında kilise açılışları kültürel bir faaliyet olmaya başlamıştır. Bunun yanı sıra Nevşehir Kapadokya bölgesinin Bizanslılar tarafından sıkça kullanıldığını yine arkeolojik çalışmalar neticesinde anlamaktayız. Çünkü Kapadokya ve civarında farklı değerlerde Bizans sikkeleri keşfedilmiştir. Bu Bizans sikkelerinin büyük bir bölümünün Bizanslı tüccarlar aracılığıyla geldiği tahmin edilmektedir.
Kapadokya Freskleri

Kapadokya Freskleri

Kapadokya Freskleri ve Hristiyan Tarihi İçin Önemi

Nevşehir Kapadokya, MÖ 3. yüzyılda Roma baskısından kurtulmak isteyen ilk Hristiyanların mesken noktası haline gelmiştir. İlk Hristiyanlar Kapadokya ve civarında bulunan mağaralarda barınma ihtiyaçlarına çözüm bulmuştur. Aynı zamanda Kapadokya civarında bulunan Melendiz Çayı gibi su kaynakları sayesinde beslenme ihtiyaçlarını karşılamıştır. Bunun yanı sıra ilk Hristiyanlar Kapadokya ve civarında dinlerini daha rahat yaşayıp yaymışlardır. Kapadokya ve civarının ilk Hristiyanların barınma noktası olması Hristiyan Tarihi için oldukça önemlidir. Çünkü ilk Hristiyanlar Nevşehir Kapadokya maceraları süresi boyunca farklı noktalarda oyuklar ve motifler işlemiştir. Kapadokya’nın duvarlarına açılan bu oyukların anlamı irdelendiğinde Hristiyan tarihine ışık tutacak sonuçlarla karşılaşılmaktadır.
Kapadokya ve civarında günümüzde 400’e yakın kilise bulunmaktadır. Aynı zamanda Nevşehir Kapadokya’da bulunan bu kiliselerin büyük bir bölümü Bizans Döneminde inşa edilmektedir. Nevşehir Kapadokya bölgesini en sık kullanan Bizanslıların Hristiyan bir devlet olduğunu düşündüğümüzde bu kilise sayıları şaşılacak bir olay değildir. Kapadokya ve civarında yer alan bu kiliselerin bir bölümü günümüzde gezi ve ziyaret faaliyetleri için kapalıdır. Çünkü yüzyılların vermiş olduğu aşınmalar beraberinde belirli kiliselerin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Bu sayede olası can ve mal kayıplarının önüne geçmek sürekli olarak bakımı yapılan ve sağlam kiliseler ziyarete açıktır. Kiliselerin içinde yer alan farklı boyut ve türlerde Kapadokya Freskleri tarihin kapılarına perde aralamaktadır.
Kapadokya Kiliseler Freskler, bölgenin Türk himayesine geçmesinin ardından da önemini yitirmemiştir. Türkler Kapadokya Kilise Fresklerine oldukça değer vermiştir. Bu yüzden Kapadokya Fresklerinin tarihine bakmak için Kapadokya’nın Türk himayesinin ardından etnik ve sosyal değişimlere bakmakta fayda var.
Kapadokya Freskleri

Kapadokya Freskleri

Kapadokya Kilise Fresk Tarihlerinde Türk Hakimiyeti

1040 yılında Dandanakan Savaşı sonrasında kurulan Selçuklu Devleti kısa bir süre içerisinde oldukça iyi bir yol kat etmiştir. Aynı zamanda Selçuklu Devleti’nin kurulduktan beri hayallerini Anadolu’nun hakimiyeti süslenmektedir. Bu hayalin gerçekleşmesini engelleyen en büyük etken elbette ki Bizans İmparatorluğu olmuştur. Aynı zamanda 11. yüzyılda Anadolu’nun Hristiyanların merkez noktalarından biri olması da Selçuklu Devleti’nin dolaylı yoldan önüne geçmektedir. Bunun yanı sıra Bizans İmparatorluğu Anadolu’da göçebe olarak yaşamlarını devam ettiren Türklere karşı baskıcı bir rejim uygulamaktadır.
Dönemin Selçuklu sultanı Alparslan Bizans’ın Türkler üzerindeki baskıcı tutumunu gerekçe göstererek Bizanslılara savaş ilan etmiştir.
Selçuklu asker ve komutanlarını Alparslan yönetirken Bizans ordularını Romen Diyojen yönetmektedir. Her iki sultanın da orduları Malazgirt Ovası’nda karşı karşıya gelmiştir. Kısa bir süre içerisinde savaş düzeni olan Selçuklu ve Bizans orduları çarpışmaya başlamıştır. Fakat Selçuklu hükümdarı Alparslan savaş sırasında eşsiz bir taktik uygulamıştır. Geleneksel Türk savaş stratejisinde yer alan “kurt kapanı” taktiği sayesinde Alparslan ve ordusu Romen Diyojen’in kontrolünde olan Bizans askerlerini çevirmiştir. Aynı zamanda “hilal taktiği” olarak da adlandırılan kurt kapan taktiğin Malazgirt Ovası’nda başarıyla sonuçlanacağını Alparslan tahmin etmiştir. Selçuklu orduları, Bizans ordularını çevreledikten sonra ok atışlarıyla etkisiz hale getirmiştir. Bu sayede Malazgirt Savaşının galibi Selçuklu Devleti olmuştur. Aynı zamanda Malazgirt Zaferi sonrasında Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır.
Anadolu’nun kapılarını aralayan Türkler kısa bir süre içerisinde başarılı seferlerle Anadolu’nun büyük bir bölümünü himayesi altına almayı başarmıştır. Himayesi altına aldığı bir başka nokta da Nevşehir Kapadokya gelmektedir. Yerel halkın Hristiyanlardan oluşması Selçuklu Devleti’nin davranışını değiştirmemiştir. Aynı zamanda yerel Hristiyan halkın diledikleri gibi ibadetlerini yerine getirmelerine izin verilmiştir. Fakat Bizans döneminden beri süregelen kilise açılışları yasaklanmıştır. Aynı zamanda Nevşehir Kapadokya bölgesinin İslam kimliği kazanması için yeni cami ve medrese açılmıştır. Bunun yanı sıra Kapadokya ve civarında göçebe olarak yaşamlarını devam ettiren Türk boylarını bölgede yerleşim yaşama geçmeleri için taleplerde bulunmuştur. Bu sayede Kapadokya yalnızca İslam kimliği değil aynı zamanda Türk kimliği kazanmıştır.
Kapadokya Freskleri

Kapadokya Freskleri

Kapadokya Freskleri Osmanlı Himayesi Dönemi

1302 yılında Osman Bey tarafından kurulan Osmanlı Devleti kısa süre içerisinde koca bir imparatorluk olmuştur. Osmanlı Devleti’nin “imparatorluk” sıfatı almasında en etkili faktör elbette ki Anadolu’nun himayesini almış olmasıdır. Kısa süre içerisinde başarılı savaşların ardından Osmanlı Devleti Nevşehir-Kapadokya bölgesi de dahil olmak üzere Anadolu’nun büyük bir kısmını himayesi altına almayı başarmıştır. Selçuklu Devleti’nin yıkılmasının ardından otorite eksikliği çeken Nevşehir Kapadokya halkına Osmanlı Devleti ilaç gibi gelmiştir. Osmanlı Devleti himayesine altına aldığı topraklarda olduğu gibi Nevşehir Kapadokya’da da hoşgörü politikasını uygulamıştır. Bölgenin merkezini otoritesinin güçlendirerek vali atamaları gerçekleştirmiştir. Bu sayede Kapadokya Osmanlı Devleti döneminde oldukça huzurlu bir ortama kavuşmuştur. Aynı zamanda Osmanlı Devleti Hristiyan Coğrafyası için önemli kabul edilen Kapadokya Kilise Freskleri ve bölgenin tarihi dokusuna zarar vermemiştir. Aynı zamanda Osmanlı Devleti Kapadokya Kiliseleri Freskleri koruma amaçlı yerel Hristiyan halka destek çıkmıştır. Osmanlı Devleti’nin Kapadokya ve civarında uygulamış olduğu hoşgörü politikası oldukça takdir edilmektedir.
Kapadokya Anadolu’nun gelir kaynaklarından biri olarak kabul edilen İpek Yolu ticaret güzergahı içerisinde yer almaktadır. Bu yüzden Osmanlı Devleti, Nevşehir Kapadokya’nın çeşitli noktalarına kervansaraylar açmıştır. Bu kervansaraylar özellikle Anadolu’dan ve Avrupa’dan gelen tüccarların barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Bölgeyi ziyaret eden tüccarlar Kapadokya’nın farklı noktalarında ticaret alışverişleri yapmaktadır. Bu alışverişler vergi sistemi sayesinde Osmanlı’nın kasasına para akışı gerçekleştirmektedir. Aynı zamanda yerel halk ürünlerini pazarlama şansı yakalamıştır. Bu sayede Kapadokya, Osmanlı Döneminde refah içerisinde yaşanan noktalar arasında yer almaktadır.
Kapadokya Freskleri

Kapadokya Freskleri

Kapadokya Freskleri ve Kiliseler

Yılanlı Kilise

Yılanlı Kilise, Kapadokya Açık Hava Müzesi içine konumlanmış durumdadır. Kilise içerisine baktığımız zamanda boydan boya uzanmış motif ve işlemeler bizi karşılamaktadır. Aynı zamanda Kapadokya Kilise Freskleri arasında önemli kabul edilen yapılar Yılanlı Kilise bünyesinde yer almaktadır. Birçok dini motife yer veren Yılanlı Kilisesinin Kapadokya Kiliselerinden ayrılan noktalarından biridir. Aynı zamanda Yılanlı Kilise Kapadokya’yı en sık kullanan Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilmiştir. Yılanlı Kilise Kapadokya Kiliseleri Freskler bulunduran yapılara kıyasla aydınlatma noktasında oldukça yetersiz kalmaktadır. Bu yüzden kilise günümüzde yılanlı olarak anılmaktadır. Fakat Yılanlı Kilise’de yer alan motif ve işlemeleri oldukça renkli ve canlıdır. Günümüzde dünyanın pek çok farklı noktasından Kapadokya’yı ziyaret eden turistlerin uğradıkları noktalar arasında Yılanlı Kilise yer almaktadır. Bu yüzden Yılanlı Kilise Kapadokya tatiliniz süresi boyunca görülecek listenize katacağınız bir bölge olmasını tavsiye ederiz.

Tokalı Kilise

11. yüzyılın sonlarına doğru inşaatın başladığı düşünülen Tokalı Kilise’nin inşasının ne zaman bittiği kesin olarak bilinmemektedir. Nevşehir Kapadokya sınırları içerisinde yer alan Tokalı Kilise eşsiz mimarisiyle dikkatleri üzerine toplamaktadır. Aynı zamanda kilise içerisinde bulunan oyuk ve motiflerin dizaynı da dikkat çekicidir. Tokalı Kilise genel olarak 4 farklı mekândan oluşmaktadır. Aynı zamanda Tokalı Kilise Kapadokya ve civarında bulunan en eski kaya kiliseleri arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra Tokalı Kilise üzerinde bulunan işlemelerin, motiflerin ve fresklerin konusu da dikkat çekicidir. Özellikle kilisede bulunan motif ve fresklerin Aziz Basil’i ve farklı azizleri konu etmektedir. Bunun yanı sıra Tokalı Kilise’de bulunan motiflerin Hz. İsa’nın gençlik yıllarını ve geçirmiş olduğu mucizevi olayları sembolize etmektedir. Bu sayede Tokalı Kilise sınırlarında bulunan fresklerin Kapadokya Freskleri arasında oldukça önemli bir yere sahiptir.

Çarıklı Kilise

Çarıklı Kilise’nin Kapadokya ve civarında bulunan kiliselerden ayrılan en önemli noktası elbette ki Hz. İsa’nın çarmıha yükselişini konu edinmiş olmasıdır. Aynı zamanda Hz. İsa’nın çocukluk ve gençlik yıllarında yaşamış olduğu önemli olaylar Çarıklı Kilise fresklerinde konu edinmektedir. Aynı zamanda Çarıklı Kilise boydan boya işlenmiş olan farklı renklerdeki motifleriyle de dikkatleri üzerine toplamaktadır. Nevşehir Kapadokya Tur Geziniz süresi boyunca Hristiyan Coğrafyası için oldukça önemli kabul edilen Çarıklı Kilise’yi gezmenizi tavsiye etmekteyiz.

Elmalı Kilise

Elmalı Kilise tarihi kaynaklara göre 11. yüzyılın ortalarında veyahut 12. yüzyılın başlarında inşa edilmiştir. Hristiyan coğrafyası için oldukça önemli kabul edilen Elmalı Kilise birçok açıdan dikkatleri üzerine çekmektedir. Özellikle Elmalı Kilise’nin duvarlarına baktığımız zaman kırmızı boya ile karşılaşmaktadır. Kilisenin motif ve işlemelerinde kırmızı rengin tercih edilmesindeki neden gelenek ve göreneklerden geldiği yönündedir. Kapadokya Freskleri açısından oldukça önemli kabul edilen Elmalı Kilise’ye ilgi her geçen gün büyümektedir. Dünyanın pek çok farklı noktasından Kapadokya’ya uğrayan turistlerin ziyaret ettikleri noktalar arasında Elmalı Kilise yer almaktadır. Çünkü Elmalı Kilise Kapadokya Kilise Freskleri sayesinde Anadolu ve Hristiyan tarihine ışık tutmaktadır.

Yovakim-Anna Kilisesi

Nevşehir Güllüdere Vadisi üzerine konumlanmış Yovakim-Anna Kilisesi Hristiyan turistlerin ortak buluşma noktası haline gelmiştir. Çünkü Kapadokya Freskleri arasında önemli kabul edilen Meryem Ana freskleri yer almaktadır. Yovakim-Anna Kilisesi istatistiklere bakıldığında Güllüdere Vadisi’nde en çok ziyaret edilen kiliselerin başında gelmektedir. Bu yüzden Nevşehir Kapadokya tatil turunuz süresi boyunca Yovakim-Anna Kilisesi’ni ziyaret etmenizi öneririz. Keyifli Tatiller Dileriz!!
Leave A Comment